Vazgeçmek Özgürlüktür - Betül Kara
“Vazgeçtim” şarkısının bir mısrasında Nilipek “Vazgeçtiğim her şeyi ben sevdim, sevdiğim her şeyden vazgeçtim.” diyor.
Hayatımın birçok bölümünde bitişler ve yeni başlangıçlar yaşadım. Yıllarca çalıştığım, emek verdiğim ancak artık bana değer katmadığını düşündüğüm bir işten ya da sevdiğim, büyüttüğüm bir ilişkiden ayrıldım. Alışkanlıklarımdan vazgeçtim. Bazen çok savunduğum bir düşünceden ya da çok sevdiğim bir elbiseden ayrıldım.
Hiçbiri kolay değildi. Kiminde, farkında olduğum, bildiğim halde bırakmaya cesaret edemediğim için gereğinden fazla zaman ve enerji harcadığımı anımsıyorum. Ya da vazgeçtiklerimin arkasından yas tuttuğum, belki pişmanlık duyduğum zamanlar oldu.
Vazgeçmek Neden Zor?
Jeffrey Stanton ve Robert Sutton’un “The Knowing-Doing Gap” adlı kitaplarında dedikleri gibi bilmekle yapmak arasında bir boşluk var, bildiklerimizi yaşama geçirmek konusunda bazen zorlanıyoruz. Alışkanlıklar, korku veya belirsizlik ertelemeye veya kaçınmamıza sebep olabiliyor. Bu boşluğu kapatmanın beş önemli unsuru var: vizyon-beceri-teşvik-kaynak ve plan. Eğer geleceğimiz için net bir vizyonumuz varsa, somut bir plan ve değişimi mümkün kılacak kaynaklara sahipsek, bilgi, beceri ve yeterince istek enerjimiz varsa, hayatımızda her türlü dönüşümü gerçekleştirebiliriz.
Vazgeçmek “değişime hoş geldin” diyebilmek aslında. Bu yüzden vakti geldiğinde bırakmak, buna cesaret edebilmek önemli bir erdemdir. İş, ilişki, eşya, düşünce, vb. fark etmeksizin; hala çok sevsem, hala çok değer versem de gerektiğinde bırakabiliyor muyum? Bırakabiliyorsam, işte o zaman gerçekten özgürüm.
Ne var ki, içinde bulunduğum koşulların bana hizmet etmediğini fark etmeme rağmen, devam etmeyi de seçebilirim. Bu da özgürlüğün bir başka yüzü... Yeter ki bilinçli olarak seçimi ben yapayım.
Özgürlüğü Seçmek
Marcus Aurelius’un düşünceleri bana bu konuda yol gösterici oluyor. Roma İmparatorluğu'nun altın çağında yaşamış hem filozof hem de imparator olan Aurelius’a göre özgürlük, dış koşullardan bağımsız olarak, kendi içimizdeki yasalara göre yaşamaktır. Aurelius, “Düşüncelere Karşı” adlı eserinde bunu şöyle ifade eder: “İnsanın özgürlüğü, dış koşullara bağlı değildir. Özgürlük, içimizdeki yasalara göre yaşamaktır.” Yani özgürlük, zihnimize ve kalbimize bağlıdır.
Bu durumda, çabaladığımız ve emek verdiğimiz konu ne olursa olsun, eğer bizi mutsuz ediyorsa bir durup düşünmek gerekir: Gerçekten doğru yolda mıyız? Kendimize şefkatli miyiz? Bazen kendimizi suçluyoruz, sanki eksikliklerimizden dolayı işler yolunda gitmiyor gibi düşünüyoruz. Belki de öyledir, belki de değildir...
Saplanmak, kalmak ve her şey yolundaymış gibi yaşamak yerine; değerlerimizi, deneyimlerimizi, güçlü yönlerimizi, tutkularımızı, hayallerimizi sahiplenmek, kalbimizi açmak, ne istediğimizi ve neden istemediğimizi kendimize sormak, uzatmamak, farkında olduklarımız için eyleme geçmek, zamanında kesebilmek ciddi bir cesaret gerektiriyor.
Cesareti Nasıl Buluruz?
Peki bu cesareti nasıl toplayacağız, nasıl harekete geçeceğiz? Bana göre cesaretin kaynağını yine içimizde bulabiliriz. Her şey, önce "kendimizi ve akışı kabul etmekle" başlar. Hatalarımızla birlikte kendimizi, en hakiki halimizle kabul etmeyi seçiyor muyuz? Olanı olduğu gibi kabul etmeye hazır mıyız?
Bazen hatalarımızdan dolayı kendimizi suçlarız, vazgeçmeyi bir yenilgi gibi görürüz. Oysa ki, kendimize karşı şefkatli olmak, bu cesareti bulmamızı sağlar. Mükemmel olmaya çalışmak yerine, küçük de olsa bir adım atmak korkumuzu azaltır. Zor duygularla savaşmak yerine onları kabul etmek bizi rahatlatır.
Unutmayalım ki vazgeçmek, her zaman bir kayıp değildir. Bazen, bizi daha iyi bir geleceğe taşıyacak bir adımdır. Kendimize şefkat göstererek, değerlerimizi ve önceliklerimizi hatırlayarak, iç sesimizi dinleyerek doğru kararları verebiliriz.
Vazgeçmek, özgürleşmektir. Kendimizi, kalbimizi ve hayallerimizi sahiplenmektir. Ve en önemlisi, kendimize karşı dürüst olmaktır. Bazen 'dur' demeyi bilmek, yeni başlangıçlara kapı aralamaktır. Belki de ihtiyacımız olan tek şey, biraz cesaret ve kendimize inanmaktır. Kim bilir, belki de vazgeçtiğimiz her şey, bizi daha özgür ve mutlu bir hayata götürecektir.
Peki ya siz? En son ne zaman büyük bir şeyden vazgeçtiniz?